TEKNİK İFLAS ( BORCA BATIKLIK DURUMU ) SONUÇLARI VE GEREKLİ ÖNLEMLER
Bu konuyu sade, daha anlaşılır bir ifade ile yazmaya çalıştım. Borca batıklık durumu için şirket yönetim kurulu ve müdürler kurulunun özel hassasiyet göstermesi ve gerekli çözümleri zamanında almaları gerektiğini düşünüyorum. Dolayısıyla istenmeyen cezai durumlara maruz kalmamaları adına şirket varlıklarının iyi değerlendirilmesi, gerekli planlama ve tedbirleri almaları işletmenin sürekliliği açısından doğru olacaktır.
Teknik İflas konusu 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 376. Maddesinde düzenlenmiştir
Teknik iflas yani borca batıklık durumu nitelik itibarıyla bir şirketin gerçekten iflas etmesi anlamına gelmemektedir. Ancak; yönetim kurulu gerekli tedbirleri zamanında almamaları durumunda şirketin sona ermesine yol açmaktadır.
Türk Ticaret Kanunu’nun 324.maddesine göre Anonim Şirketlerde yönetim kurulunun Limited Şirketlerde müdür veya müdürler kurulunun bir görevi de şirket sermayesinin korunması ve gözetlenmesi olarak belirtildiğinden yine TTK’ nın 375 ve 625. Maddesinde de yönetim kurulu , müdür veya müdürler kurulunun borca batıklık durumunun varlığı halinde mahkemeye başvurulması vazgeçilemez ve devredilemez görevleri arasındadır.
İcra İflas Kanununun 179’uncu maddesinde ,temsil ve idare yetkisi verilmiş kişiler yada tasfiye memurları tarafından şirket mevcudunun borçlarını karşılamadığını bildirerek şirketin iflasının istemezlerse ve alacaklılardan birinin şikayeti olması halinde , 10 günden 3 aya kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı hükmü yer almaktadır.
Bu konuda yönetim organlarının dikkatli olmaları gerekmektedir.
Şirketlerin Teknik İflas ( Borca Batık )halde olduğununu gösteren belirtiler nelerdir ?
- Şirketin bir çok icra ve iflas takiplerine maruz kalması
- Şirket çalışanlarının ücretlerinin zamanında ödenmemesi,
- Banka ve finans kurumlarından kredi temin edilememesi,
- Vergi, sigorta, ticari borçlar gibi şirket borçlarının ödenememesi
- Protestolu çek ve senetlerin fazlalığı.
**Teknik İflasa Karşı Alınması Gereken Önlemler ve Kararlar Nelerdir ?
Teknik iflas diğer adıyla “borca batıklık durumu” bu belirtilerin oluşması halinde devreye girmektedir. Eğer şirketin borca batık halinde bulunduğunu gösteren belirtiler var ise yönetim kurulu derhal toplanarak , aktiflerin emsal satış fiyatlarını esas alarak bir ara bilançosu (mal varlığı bilançosu) düzenler ve böylece şirketin mali yapısı ortaya çıkar. Burada dikkat edilmesi gereken konu şirket aktiflerinin yıllık bilançoda olduğu gibi defter veya iktisap bedelleriyle değil de gerçek veya olası satış bedelleriyle değerlemeye alınarak rapor hazırlanmalıdır.
Mali yönden zor durumda olduğunun tespiti halinde genel kurul veya müdürler kurulunu haberdar etmekle yükümlüdür. Aksi takdirde şirketin iflasının istenmesine kadar gidilebileceği gibi hukuki sonuçlarından da şirket ortakları , pay sahipleri ile birlikte sorumlu olacaklardır.
Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulu, Limited Şirketlerde ise Müdürler Kurulunun yapmış oldukları incelemelere göre ; sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamı 1/2’sinden 2/3’üne kadar zarar sebebiyle karşılıksız kalmış ise;
*Azalan sermaye tutarı için sermaye artırımına gidebilir,
*Mevcut sermaye ile faaliyetin devam ettirilmesine karar verebilir.
Yönetim organları, son (ara bilançoyu ) genel kurula sunarak şirketin finansal yönden bulunduğu durumu bütün açıklığıyla ve her ortağın anlayabileceği şekilde anlatır. Şirketin mali durumundaki kötüleşmeyi ortadan kaldırmak veya etkilerini hafifletmek amacıyla, uygun gördüğü sermayenin tamamlanması, sermaye artırımı, bazı üretim birimlerinin veya bölümlerinin kapatılması, küçültülmesi, pazarlama sisteminin değiştirilmesi vb..gibi iyileştirici önlemleri genel kurula rapor halinde sunar ve açıklar.
Genel kurul, sunulan iyileştirici önlemleri aynen kabul edebilir ya da sunulan önlemler dışında başka bir önlemin uygulanmasına karar verebilir ya da sayılan kararlardan hiçbirinin alınmaması durumunda şirket feshedilmiş sayılacaktır. Hazırlanan raporda şirket aktiflerinin, şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetmediğinin anlaşılması durumunda, yönetim kurulu, şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine bildirir ve şirketin iflasını istemek zorundadır.
Ancak iflas kararının verilmesinden önce, şirketin ortaya çıkan açığını karşılayacak ve borca batık durumunu ortadan kaldıracak tutardaki şirket borçlarının alacaklıları, alacaklarının sırasının diğer tüm alacaklıların sırasından sonraki sıraya konulmasını yazılı olarak taahhüt etmiş ve bu beyanının veya sözleşmenin gerçekliği ve geçerliliği, yönetim kurulu tarafından iflas talebinin bildirileceği mahkemece atanan bilirkişilerce doğrulanmış olması halinde iflas bildirimi zorunluluğunu ortadan kaldıracaktır. Bu nedenle şirketin iflastan kurtarılması için önem taşımaktadır. Aksi durumda mahkemeye bilirkişi incelemesi için yapılmış başvurular, iflas bildirimi olarak kabul olunur.”
Konuya ilişkin Ticaret Bakanlığı tarafından 15 Eylül 2018 tarihli ve 30536 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan “6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 376. Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Tebliğ” ile, halka açık olmayan Anonim ve Limited Şirketler ile sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 376. maddesi kapsamında sermayelerinin kaybı veya borca batık olma durumlarında uyulacak usul ve esaslar düzenlenmiştir. GEÇİCİ MADDE 1 – (1) 1/1/2023 tarihine kadar, Kanunun 376 ncı maddesi kapsamında sermaye kaybı veya borca batık olma durumuna ilişkin yapılan hesaplamalarda, henüz ifa edilmemiş yabancı para cinsi yükümlülüklerden doğan kur farkı zararları dikkate alınmayabileceğine ilişkin geçici bir düzenleme de bulunmaktadır.
Saygılarımla;
Mali Müşavir
Sibel KAROĞLU