İKTİSADİ KIYMETLER RAYİÇ BEDEL,EMSAL BEDEL VEYA KASKO BEDELİNDEN DÜŞÜK BEDELE SATILABİLİR Mİ ?
Bilindiği üzere arsa,araç ve benzeri iktisadi kıymetlerin satışında uygulanan emsal bedeller bulunmaktadır.Ancak bu uygulamalar ne kadar doğru ve ne kadar geçerli ?
Piyasada doğru bilinen yanlış uygulamalar da mevcut.Peki bu yanlışlar nelerdir?
Birincisi kesinlikle belirtilen emsal bedelden daha düşüğe satış gerçekleştirilemez.
İkincisi ise piyasanın kendi içinde oluşturduğu ancak hiçbir yasal dayanağı olmayan belirli oranların varlığıdır.Mesela iktisadi kıymetin belirtilen emsal veya diğer bedellerin %10-%20-%30-%50 gibi oranlar altında satışın gerçekleştirilemeyeceği gibi savlar mevcuttur.Peki bu oranları kimler belirledi hangi yasada mevcut dediğimizde herhangi bir cevap alamıyoruz.
Şimdi en doğrusunu ve yasada yazanı anlatalım 🙂
Gelir Vergisi Kanunu’nun 2.maddesinde “kanunda yazılı kazanç ve iratların gelirin tespitinde gerçek ve safi miktarı ile nazara alınacağı belirtilmiştir.Bu hükme göre gerçek kazancın vergilendirilmesi esastır.Gerçek kazancın yalnızca rayiç bedel,emsal bedel veya kasko bedelinden hareketle saptanması mümkün değildir.
Diğer yandan Vergi Usul Kanunu ‘nun 30. maddesinde re’sen vergi tarhı,vergi matrahının tamamen veya kısmen maddi delillere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde,takdir komisyonunca takdir edilecek matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlanmış,6.bendinde de tutulması zorunlu olan defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunması re’sen takdir sebebinin karinesi olarak sayılmıştır. Kısacası incelemeye yetkili kişilerce herhangi bir inceleme yapılmadan sadece belirtilen bu emsal veya diğer bedellerin altında satışın gerçekleşmesi sebebiyle kesilen vergi cezaları ve kaçakçılık cezaları da Vergi Usul Kanunu’nun 30.maddesine ters düşmektedir.
Ve dikkat edilmesi gereken diğer husus ise Noterler ve diğer kurumlar için harç tutarlarının belirlenmesi amacıyla Harçlar Kanunu’nun 43.maddesinde öngörülen kanuni ölçüler,kanunda sarahat olmadıkça gelir vergisi için de kanuni ölçüt olarak kullanılması mümkün değildir.
Tüm bu yasa maddelerine dayanarak durumu özetleyelim.Gelir,gerçek ve safi miktarları ile ele alınır.Gerçek kazancın yalnızca rayiç bedel,emsal bedel veya kasko bedelinden hareketle saptanması mümkün değildir.İktisadi kıymeti satın alan nezdinde araştırma yapılması bu kişi ile yükümlü arasında satış bedeli dışında bir nakit veya diğer maddi hareketi varsa bunun tespit edilmesi gerekirken ,bu araştırmalar yapılmadan satışa konu olan iktisadi kıymetin sadece harca konu değerinin emsal bedel,rayiç bedel veya kasko bedelinin altında gösterilmeyeceğinin öne sürülmesi,gerçek gelirin vergilendirilmesi ilkesine ters düşmektedir.
Bu hususlar dikkate alınmadan herhangi bir vergi cezası veya kaçakçılık cezası kesilirse yargı yoluna gitmenizi tavsiye ederim.Yasada açıkça belirtilen durumlar kişisel görüşe, karara veya işleme açık değildir.
Saygılarımla;
MALİ MÜŞAVİR
Nihal BİLADA