Son birkaç aylık dönemde mesleki gündemde kota meselesi ilk sırada yer alıyor. Özellikle sosyal medyada bu hareketlenmeyi başlatan sitemizin ve mesleğimizin önde gelen üstatlarından Sayın Dr. Koray Ateş ve SMMM Serkan Tavşan’a ve destek olan tüm meslektaşlara teşekkür etmeden yazıma başlamak istemedim.
Özellikle Twitter başta olmak üzere sosyal medya sitelerinde gündem olmayı başaran bu çalışmayla, akıllara nasıl tam manada uygulanabilir bir kota uygulaması bu mesleğe entegre edilebilir diye düşünmeye başladık. Her geçen gün mesleğe önü alınamayan yeni katılımlar olmasına rağmen, iş hacminde meydana gelen artışın çok üstünde olduğunu hepimiz biliyoruz. İşte bu sebeple kota şart derken, kotanın sadece mükellef kotası ile yetinmeyip, mesleğe girişte de kota uygulanması gerekliliğini söylemeden edemeyeceğim.
Canım mesleğe girişte kota mı olurmuş, yapmak isteyen girsin, rızkı olan kazanır, olmayan kazanamaz gibi bir yaklaşımı baştan kabul etmediğimi belirtmek isterim. Bir yanda çocukluk yaşlarında bu mesleğin çekirdeğinde yetişmek üzere mesleğe adım atanlar ile, 20’li yaşlarının sonlarına doğru ve hatta 30’lu yaşlarda muhasebecilik ve mali müşavirlik mesleğine adım atmayı düşünmüş, KPSS mağduru gençlerin son çare olarak mesleğimizi seçmesiyle bir yanda yıllarca deneyimli insanlarla, mesleğe yeni girmiş sıfır deneyim insanlara aynı ruhsatı vererek piyasada iş yapmaları için salıveren bir sistemde, sadece ruhsat ile yapılması imkansız derya deniz bu mesleğin belki de tam manada icra edilememesiyle ülkenin vergi sistemini etkileyebilecek bir olumsuz tablo ile karşılaşabiliriz.
O zaman ilk başta muhasebeyle uzaktan yakından alakası olmayan lisans programlarını bitirenlerin mesleğe giriş yapmalarının engellenmesi ile ilk adım atılmalıdır diyebiliriz.
Sonrasında ise mükellef türlerine göre kota puanları belirlenip, örneğin cirosuna, işçi sayısına, aktif büyüklüklerine gibi kıstaslar alınarak puanlamaları yapılmalı ve acilen mükellef kotası uygulaması başlatılmalıdır. Kota uygulaması mesleğe yıllarını veren, onca müşteriye ulaşan meslek mensuplarını belki de rahatsız edecek ama haddinden fazla iş alan meslek mensubunun yanında çalıştırdığı mali müşavir kadar kota açılması sağlanarak ek kota tanımlanıp ekstra iş alması ve istihdam yaratması sağlanmalıdır. Böylelikle ek maliyetlere katlanan meslek mensubunun verdiği hizmetin ücretini artırmasıyla ucuz defter tutma meselesi de çözülmüş olacaktır.
Adil bir kota uygulaması uygulamaya geçirilip sistem işlemeye başlar başlamaz mesleğe girişe kota uygulaması getirilmelidir. Bir önceki yılda ülke genelinde gerçekleşen mükellef sayısı artışı ve bu mükelleflerin kaç puanlık kota dolduracağı analiz edilerek, daha az dönem ve belirlenen giriş kotası kadar sınavlar açılarak mesleğe girişler sağlanmalıdır. O yıl mükellef sayısında azalma var ise sınav açılmamalıdır.
Mesleğe girişte kota koyamazsınız diye eleştiren heyecanlı genç kardeşlerime de peşinen cevap vermek gerekirse, sigorta eksperliğini örnek göstererek pekala cevap verebilirim. Son 10 yıldır sigorta eksperliği sınavı açılmamakta ve var olan eksperlerin mesleği icra etmeleri sağlanmaktadır. Memleketim Gaziantep’te sayısı 20’yi geçmeyen sigorta eksperi, 10 yıllık süreçte artan iş hacmine rağmen sayıları çoğalmadan çok güzel işler yapmaktalar.
Sonuç olarak bu mesleğe giriş kotası uygulaması ile hem gençlerin bu mesleğe girdikten sonra ruhsatlı işsizler olmasının önüne geçilmesi, giriş sınavlarında iyinin de iyilerinin seçileceği bir sistemin kurulması sağlanacaktır. Mükellef kotası ile pastayı daha adil bir şekilde bölüşmek ve geleceğe emin adımlarla bakan mutlu meslek mensuplarının sayısını artırıp, mesleki kaliteyi artırmak herkesin faydasına olacaktır. Dolaylı yoldan ülkenin vergi sistemini daha işler hale getirmek, belki de kayıt dışılığı azaltacak bir yapıya ulaşmak, hem meslek mensubunu, hem devleti hem de mükellefi mutabık kalınacak bir noktada buluşturacak düzenlemelerle, yeni bir yapıya erişmenin mümkün olduğunu düşünüyorum.
Bir başka yazıda yine bu sayfada görüşebilmek ümidiyle, hoşça kalın…
Saygılarımla;
Emre Karaoğlu