KURUMLAR VERGİSİ ZARAR MAHSUBUNDA ÖZELLİK ARZ EDEN DURUMLAR

Bİ REKLAM ARASI :) MBT Teknoloji

Değerli MBT üyeleri.Bu yazımda sizlere KURUMLAR VERGİSİ ZARAR MAHSUBUNDA ÖZELLİK ARZ EDEN DURUMLAR hakkında bir yazı hazırlamış bulunuyorum.Faydalı olması dileğiyle…

KURUMLAR VERGİSİ ZARAR MAHSUBUNDA ÖZELLİK ARZ EDEN DURUMLAR

Zarar mahsubu uygulaması, mükelleflere geçmiş yıllarda meydana gelen zararlarını belli şartlar dahilinde  kar ortaya çıkan dönemlerde mahsup etme  imkanı getiren bir düzenlemedir. 5510 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Zarar Mahsubu” başlıklı 9’uncu maddesinde yaptığı düzenlemelerle kurumlara ticari faaliyetlerinden doğan zararlarını beş yıldan fazla nakledilmemek şartı ile sonraki dönemlerde doğan kazançlarından indirim hakkı verilmektedir.

Bir hesap dönemi içerisinde oluşan zararın, müteakip beş hesap döneminde oluşacak kârlarla mahsup edilememesi halinde indirim imkânı ortadan kalkar.

Dikkat edilmemesi halinde işletmenin geleceği için önem ifade eden bir indirimden faydalanılmamış olunur. Kurumların zarar mahsubu uygulaması sırasında kanunda yer alan şartlara dikkat etmesi veya yanlış yorumlamaması gerekmektedir. Yanlış uygulanan bir indirimin sonucunda da zamanında tahakkuk ettirilmemesi nedeniyle vergi, vergi ziya ve gecikme faizi ile karşı karşıya gelinmesi kaçınılmaz olacaktır.

Konuya İlişkin Özelgelerde Gelir İdaresi görüşleri  ,

Önceki yıllara ait zararları tercihen yada sehven unutulması, hatalı bildirilmesi halinde  beyannamenin düzeltilmesi yapılarak önceki dönem zararın mahsup yapılıp yapılamayacağı konusunda yapılan açıklamalarında da;

 **İlgili beyannamelerinde dönemler itibariyle gösterilmeyen zararların yalnızca zarar edilen dönem beyannamelerinin düzeltilmesi yolu ile indirim konusu yapılabileceği belirtilmiştir.

 

A ) GEÇMİŞ YIL ZARARLARININ MAHSUBU

Kurumlar vergisi beyannamesinde, her yıla ilişkin tutarlar ayrı ayrı gösterilmek ve 5 yıldan fazla nakledilmemek şartıyla geçmiş yılların beyannamelerinde yer alan zararlar kurum kazancından  indirilebilecektir.

Mükelleflerce bir hesap dönemi içerisinde oluşan zararın, müteakip 5 hesap döneminde oluşacak kârlarla mahsup edilememesi halinde mahsup imkanı ortadan kalkmaktadır.

*Matrah Artırımında Bulunan Mükelleflerde Zarar Mahsubu

Gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin matrah artırımında bulundukları yıllara ait zararların % 50’sini izleyen yıllar kârlarından mahsup edilmez.” hükmü yer almaktadır.

Bu hükme göre mükellefler, matrah artırımında bulundukları yıllara ait olup indirim konusu yapılamamış geçmiş yıl zararlarının yarısını, ilgili ve izleyen müteakip yıl karlarından mahsup edemeyeceklerdir.

*İş Ortaklıklarının Zararının Mahsubu

İş ortaklıklarının faaliyetinden doğan kazanç kurumlar vergisine tabi tutulur ve vergi sonrası kazanç ortaklara dağıtılır.

İş ortaklıkları belli bir süre için kurulan ve yıllara sari işleri nedeniyle kâr veya zararı ileriki yıllarda oluşan yapılardır. İşin bitimiyle birlikte sonlandırılacak olan iş ortaklığının zarar etmesi durumunda, söz konusu zarar tutarlarının iş ortaklığına ortak olan firmaların beyannameleri üzerinden indirilmesi mümkün değildir. Buna göre, iş ortaklığını oluşturacak şirketlerin mükellefiyet tesisi kurma kararını ,ortaklık faaliyeti sonucunda zarar edilmesi hususunu göz önünde bulundurmaları gerekmektedir.

*Tasfiye Halinde Bulunan Mükelleflerde Zarar Mahsubu

KVK’nın 17’nci maddesinin 1’inci maddesinin (c) bendi “Tasfiyenin zararla kapanması halinde tasfiye sonucu, önceki tasfiye dönemlerine doğru düzeltilir ve anılan dönemlerde fazla ödenen vergi mükellefe iade edilir…” şeklindedir.

Tasfiye sonucu ilk tasfiye döneminden son tasfiye dönemine kadar gerçekleşen tüm tasfiye dönemlerinin sonucunu ifade etmektedir. Tasfiyenin zararla kapanması, tasfiye dönemleri boyunca hasıl olan karların, tasfiye dönemleri boyunca ortaya çıkan zararları kapatmaya yetecek seviyede olmaması veya kronolojik olarak zarar edilen tasfiye dönemlerinin kar edilen tasfiye dönemlerinden sonra gelmesi sebebiyle Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 9’uncu maddesinde düzenlenen ileriye doğru zarar mahsubu mekanizmasının işletilmesi halidir.

*Defter ve belgelerin muhafaza ve ibraz zamanaşımının zarar mahsubuna etkisi

Vergi Usul Kanununun 253 ve 256’ncı maddelerine göre tutulması gereken defter ve belgelerin muhafaza ve ibrazında zaman aşımı süresi beş yıldır. Bu süre, defter ve belgelerin ilgili olduğu yılı izleyen yılın başından itibaren başlamaktadır. Belli bir dönemle ilgili olarak beyan edilen zararın sonraki yıllar gelirinden mahsup edildiği durumda süre, zarar mahsubunun tamamen sona erdiği yılı izleyen yılın başından başlamalıdır. Örneğin, mükellef 2012 hesap dönemi zararını 2016 hesap dönemi zararından mahsup ederse, 2012 hesap dönemi defter ve belgelerini 2016 hesap dönemi ile ilgili zaman aşımı süresinin sonu olan 2021 hesap döneminin sonuna kadar saklamak durumundadır.

 

 

B ) DEVİR VE BÖLÜNME DURUMUNDA ZARAR MAHSUBU

Devir veya tam bölünme hallerinde, varlıkları devralan kurumlar, devralınan veya bölünen kurumların zararlarını aşağıda belirtilen sınırlamalar çerçevesinde mahsup imkanına sahiptirler.

Buna göre devralan kurumlar, kendi bünyelerinde oluşan zararların yanı sıra;

  • Devir halinde devralınan kurumların devir tarihi itibarıyla öz sermaye tutarını geçmeyen zararları ile
  • Tam bölünme işlemi sonucu bölünen kurumun öz sermaye tutarını geçmeyen zararlarını indirebileceklerdir.

Devir ve bölünme hallerinde devreden zarar tutarları, devralınan veya bölünen kurumun öz sermayesi ile sınırlıdır. Devir ve bölünme halinde mahsup edilebilecek zararlar, hangi hesap dönemine ait olduğu devralan kurumların beyannameleri ekinde ayrıca bildirilmek şartıyla, mükelleflerce serbestçe belirlenebilecektir. Öz sermaye sınırlamasını aşan zarar tutarları ise iptal edilecektir.

              Devir ve bölünme halinde zarar mahsubunun yapılabilmesi için;

*Devralınan veya bölünen kurumların son 5 yıla ilişkin kurumlar vergisi beyannamelerinin kanuni süresinde verilmiş olması,

*Devir veya bölünme neticesinde zarar mahsubu yapacak kurumun, aynı faaliyete devir veya bölünmenin meydana geldiği hesap döneminden itibaren en az 5 yıl süreyle devam etmesi gerekmektedir.

 

Yersiz zarar mahsubu nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler için vergi ziyaı doğmuş sayılacaktır.

Devir ve bölünme halinde mahsup edilebilecek zararlar, hangi hesap dönemine ait olduğu devralan kurumların beyannameleri ekinde ayrıca bildirilmek şartıyla, mükelleflerce serbestçe belirlenebilecektir. Öz sermaye sınırlamasını aşan zarar tutarları ise iptal edilecektir.

******Zarar mahsubu, kısmi bölünme ve hisse değişimi işlemlerinde uygulanamaz..

 

C ) YURT DIŞI ZARARLARIN MAHSUBU

Kurumların yurt dışı faaliyetlerinden zarar doğması halinde, maddede belirtilen koşullar dahilinde yurt dışı zararların kurum kazancından indirilebilmesi mümkün bulunmaktadır. Ancak, kazançları Türkiye’de kurumlar vergisinden istisna edilen faaliyetlere ilişkin yurt dışı zararların mahsup imkanı yoktur.

 

*Türkiye’de kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlarla ilgili olanlar hariç olmak üzere, beş yıldan fazla nakledilmemek şartıyla yurt dışı faaliyetlerden doğan zararlar;

* Faaliyette bulunulan ülkenin vergi kanunlarına göre beyan edilen vergi matrahlarının zarar dahil, her yıl o ülke mevzuatına göre denetim yetkisi verilen kuruluşlarca rapora bağlanması,

*Bu raporun aslı ile tercüme edilmiş bir örneğinin Türkiye’deki ilgili vergi dairesine ibrazı, halinde indirim konusu yapılır.

Denetim kuruluşlarınca hazırlanacak raporun ekinde yer alan vergi beyanlarının, bilanço ve gelir tablosunun, o ülkedeki yetkili mali makamlarca onaylanması zorunludur. Faaliyette bulunulan ülkede denetim kuruluşu olmaması halinde, her yıla ait vergi beyannamesinin, o ülke yetkili makamlarından alınan birer örneğinin mahallindeki Türk elçilik ve konsoloslukları, yoksa orada Türk menfaatlerini koruyan ülkenin aynı mahiyetteki temsilcilerine onaylatılarak, aslının ve tercüme edilmiş bir örneğinin ilgili vergi dairesine ibrazı yeterlidir.

Türkiye’de indirim konusu yapılan yurt dışı zararın, ilgili ülkede de mahsup edilmesi veya gider yazılması halinde, Türkiye’deki beyannameye dahil edilecek yurt dışı kazanç, mahsup veya gider yazılmadan önceki tutardır.

 

 

Saygılarımla;

S.M Mali Müşavir

Sibel KAROĞLU

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bİ REKLAM ARASI :) MBT Teknoloji