Hesap tutma tekniği
Ülkemizde de, Batıdaki gibi ekonomik hayata paralel bir gelişme göstermiştir. Ülkemizde muhasebe ilk kez 1850 tarihli Kanunname-i Ticaret ile bir düzene bağlanmıştır. Adı geçen kanun, Fransız Ticaret Kanunu’nun tercümesi niteliğinde olduğundan muhasebe uzun süre Fransız muhasebe literatürünün etkisinde kalmıştır. Halen kullandığımız bir çok muhasebe terimi (aktif, pasif, sukont, provizyon vb.)dilimize Fransızca’dan geçmiştir. Bu arada muhasebe orta öğretimde bazı okulların programına girmiş, 1883 yılında açılan İstanbul Ticaret Mekteb-i Âlisi’nin esaslı derslerinden biri olarak okutulmaya başlanmıştır.
1926 yılında yürürlüğe giren 856 sayılı Ticaret Kanunu’nun Alman Ticaret Kanunu’na dayanması nedeniyle, bir süre, Alman muhasebe literatürünün etkisi gözlenmiştir.
Türkiye Sanayi ve Maden Bankası ve fabrikalarındaki organizasyon çalışmaları ile Sümerbank’ta yapılan maliyet muhasebesi çalışmaları muhasebe alanında yeni ve önemli gelişmelerin başlamasında en önemli etken olmuştur.
1950 yılında yapılan genel vergi reformu ile yürürlüğe giren Gelir Vergisi ve Vergi Usul Kanunlarının, 1956 yılında yürürlüğe giren 6752 sayılı Ticaret Kanunu’nun, muhasebe konusunda önemli gelişmelerin gerçekleşmesini sağladığı görülmektedir.
Kaynak: DÜZCE ÜNİVERSİTESİ – GENEL MUHASEBE 1 DERS NOTLARI / Dr. Alaettin İMAMOĞLU, Dr. Nuri Sait ALTUN
Kenan DOĞAN
SMMM- BD