MESLEKTE 10 YIL ÖNCE 10 YIL SONRA
#10YearChallangeForCpa
Geçtiğimiz hafta Cumartesi günü Ankara SMMM Odasının düzenlemiş olduğu “Dalgalı Piyasalarda Geleceği Öngörme ve Şirket Yönetimi” konulu seminere katıldım. Böyle güzel ve önemli bir konuda üstelik işinde çok iyi bir eğitmen tarafından böyle bir seminer düzenledikleri için başta başkanımız sayın Ali ŞAHİN olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki; seminerde bizler ile engin bilgilerini paylaşan Dünya Gazetesi Ekonomi Yazarı Erkin ŞAHİNÖZ’ü tanıdığıma çok memnun oldum. Erkin bey, içinde bulunduğumuz ekonomik durumu ve gelecekte olması muhtemel tehlikeler konusunda bizleri aydınlattı. Kendisinin ekonomi ile ilgili görüşlerini internet üzerinden arattırarak dinleyebilirsiniz.
Erkin bey özetle; dünya üzerinde yaşanan gelişmelere bakarak önümüzdeki günlerde 1998 ve 2008 yıllarında olduğu gibi çok büyük bir ekonomik krizin bizi beklediğini; 2008 yılında krizin teğet geçtiği ülkemizin reel sektör krizi olarak adlandırdığı bu krizden kurtuluşunun olmadığını ifade ediyor. Türkiye özelinde ise inşaat sektörü üzerinden yapılan büyümenin rakamsal hacmi artırdığını fakat kalkınmaya bir etkisi olmadığını ve şu an iyi ihtimalle 1 milyondan fazla satılmayı bekleyen konutun olduğunu belirtiyor. Bununla birlikte geçtiğimiz yıl ortasında yaşanan döviz kuru artışının firmalarımızı hallaç pamuğu gibi dağıtacağını ve bütün sektörlerin bundan etkileneceğine vurgu yapıyor.
Reel piyasanın döviz borcu 210 milyar dolar. Şubat 2018’de 3,70’den aldığı dövizin kuru bugün 5,40. Sadece kur farkından oluşan kambiyo zararı 357 milyar TL. Bu rakam İSO 500’ü oluşturan firmaların 2017 yılında yaptığı toplam karın 3,5 katı.
Yani önümüzdeki günlerde bizleri çok büyük işsizlik rakamları, firma kapanışları ve bunlara benzer sıkıntılı ekonomik durumların beklediği kaçınılmaz bir gerçek. Bu durumda bizlerin başta tasarruf ederek bireysel tedbirleri almamız gerektiği de su götürmez başka bir gerçek. Peki güzel kardeşim konuyu buradan mesleğe nasıl bağlayacaksın derseniz az sabredin aşağıda da onu anlatıyor olacağım.
Her seminer öncesinde olduğu gibi bu güzel seminer başlamadan hemen önce de oda başkanımız bir açılış konuşması yaptılar. Açılış konuşmasında haftanın popüler konusu olan 10 yıl önce 10 yıl sonra paylaşımlarına atıfta bulunarak; ülkemizin 10 yıl içinde ekonomik olarak geldiği tabloyu özetlediler. Odaların ülkemizde yaşanan sorunlar ile ilgili görüş beyan etmesini siyasi bir gözlük takılmadan objektif bir şekilde yapıldığı sürece destekliyorum. Çünkü bizler de yaşanan gelişmelerden etkilenen ve işimizin gereği olarak yaşanan sorunlara çözüm üretme potansiyeline sahip bir meslek camiasıyız. Bu sebeple başkanımızın açılış konuşmasında bahsettiği konularla ilgili görüşlerine katılıyorum ve ısrarla tekrar belirtiyorum objektif olarak yapılmak kaydıyla bu değerlendirmelerin daha da çoğalmasını talep ediyorum. Gelelim eleştirdiğim daha doğrusu şu da olsaydı daha iyi olur dediğim konuya.
Başkanımızın bir sivil toplum kuruluşunun başkanı olarak ülke meseleleri ile ilgili yaptığı görüşlere eyvallah ama ben kendisinden bizzat kendisini ilgilendiren mesleğimiz ile ilgili de bir 10 yıl önce 10 yıl sonra paylaşımı yapmasını beklerdim. Zira böyle bir paylaşım geleceği öngörme konulu bir seminerde meslektaşlarımızın durumlarını ve gelecekte kendilerini bekleyen tehlikeleri görmesi içinde gayet yerinde olurdu. Böyle bir paylaşımı madem başkanımız yapmadı o zaman ben yapayım.
Meslek mensuplarının sayısı 1990-1991 döneminde 27.115 iken bu sayı, 2004 yılı temmuz ayı sonu itibariyle 64.153’e, 2009 yılı sonu itibariyle 80.256’ya, 2013 yılı sonu itibariyle 92.418’e ulaşmıştır. 2019 yılı itibariyle Türmob’un internet sitesinden alınan bilgiye göre meslek mensuplarının sayısı 107.320’ye ulaşmıştır.
Yani özetle son 10 yılda “kısaca” KDV mükellefi olarak adlandıracağım mükellef sayısında % 10 civarında bir artış olmasına rağmen meslek mensubu sayısında 2009 yılına göre son 10 yılda % 33’ten fazla bir artış meydana gelmiş bulunmaktadır. 2019 yılında tüm dünyada beklenen olası küresel kriz ile mükellef sayısında ciddi düşüşler olacağını yada mevcut mükelleflerin meslek mensubuna karşı olan yükümlülüklerini yerine getiremeyecek oluşlarını ve buna rağmen mevcut düzenlemeler ile bu kötü gidişat ortada olsa bile meslek mensubu sayısındaki artışında öncekinin aynı hatta daha hızla artacağını da lütfen aklınızdan çıkarmayın.
Şu anda bile ödeme planlarının sonlarında yer alan muhasebe meslek camiasının dünyada ve ülkemizde yaşanacak yada yaşanması muhtemel bir krizden nasıl etkileneceğinin takdirini siz değerli okuyuculara bırakıyorum. Mevcut durumda bile mükellef sayısına oranla ciddi ve plansız bir meslek mensubu artışı varken kriz zamanlarındaki durumu düşünmek bile istemiyorum.
İşte yaşanması muhtemel böyle bir kriz öncesi sayın başkanımızdan mesleğin bu tarafına yönelik de fikirlerini beyan etmesini ve geleceği öngörerek kurum olarak ortaya bir çalışma koymalarını beklerdim. Mali müşavir olmak isteyen ve bu yazıyı okuyan meslek mensubu adayı arkadaşlarımız mesleğe girişin kısıtlanmasını öneren böyle bir yazı yazdığım için muhtemelen bana kızacaklardır ama eğer bu yönde bir çalışma yapılmaz ise, küresel kriz olmasa bile mesleki bir krizin çıkması kaçınılmazdır.
Yazının sonuna bu konu ile ilgili daha önce yazdığım yazıları da ekliyorum umarım konu ilgilere kadar ulaşır da bizi bekleyen bu ciddi tehlike için bir çalışma yapılmasına vesile olur.
Hasan Volkan ÇEVİK
Mali Müşavir