KONKORDATO TALEP EDEN ŞİRKETİN BAĞIMSIZ DENETİMİNDE
MALİ TABLOLAR
1.GİRİŞ
Konkordato iyi niyetli olarak borcunu ödemek isteyen bir borçlunun, alacaklılarından alacaklarında indirim ve/veya vade talep etmesi olup, bu konkordato talebi yetkili mahkemece tarafından da kabul edilerek bir veya birden fazla konkordato komiserinin gözetiminde yürütülen bir süreci oluşturmaktadır. Borçlu vade ve/veya indirim kazanırken alacaklıların icra takiplerinden de belirli bir düzeyde bağışık hale gelmektedir. Adalet Bakanlığı tarafından 30.01.2019 tarihli resmi gazete de yayınlanan “Konkordato Talebine Eklenecek Belgeler Hakkında Yönetmelik” hükümleri gereğince konkordato talebine eklenmesi gereken belgeler temelde 5 tanedir. Bunlar;
Konkordato Ön Projesi
Borçlunun Malvarlığının Durumunu Gösteren Belgeler
Alacaklı ve Alacak Listesi
Karşılaştırma Tablosu
Makul Güvence Veren Denetim Raporu
Konkordato ön projesi, işletmenin mali yapısını, gelirlerini nasıl arttıracağını ve/veya gider ve masraflarını nasıl yönetebileceğini, varsa iş bağlantılarını, gelecekte borç ödemesine yönelik beklentilerini, borçlarını hangi oranda veya vadede ödeneceğini, mevcut malların satılıp satılmayacağı, sermaye arttırımı, kredi temini gibi yollar açıklamalarını içeren bir planı ifade etmektedir. Konkordato teklifi bu projenin en önemli kısmını oluşturmaktadır.
Borçlunun mal varlığını durumunu gösteren belgeler ise TTK hükümlerine göre hazırlanan son bilanço, gelir tablosu nakit akım tablosu, işletmenin sürekliliği esasına göre hazırlanan ara bilanço, aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden hazırlanan cari bilanço, ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdikleri ile e-defterse ilgili ayların beratları, maddi ve maddi olmayan duran varlıklara ait olup defter değerlerini içeren listeler, alacak ve borçluları adres ve telefonlarıyla gösteren detaylı listeler, çek, senet bilgilerini vadeleriyle gösteren listeler, borç ve alacakların rehin durumlarını gösteren listeler ve boçlunun mali durumunu gösteren bilgi ve belgelerdir.
Karşılaştırma tablosu ise borçlunun iflas etmesi halinde alacaklıların ellerine geçebilecek olan tutar ile konkordato projesinin onaylanması halinde alacaklıların tahsil edebileceği tutarı karşılıklı olarak gösteren bir tablodur. Bu tabloya bakarak alacaklılar konkordato projesinin başarıyla uygulanması neticesinde elde edebilecekleri tutarı görürler.
2.BAĞIMSIZ DENETİM
Kamu yararını ilgilendiren kuruluşları denetleme (KAYİK DAHİL) yetkisi almış br bağımsız denetim kuruluşunun konkordato talep edecek borçluya “Makul Güvence İçeren Bağımsız Denetim Raporu” vermiş olması gerekmektedir. Bu bağımsız denetim raporu ön şart olup, raporun eksik olması durumunda borçlunun mahkemeye başvuru yapması mümkün olmayacak, başvuru yapsa dahi kendisine süre verilerek bu raporu teslim etmesi istenecektir. Peki bu kadar önemli bir rapor muhasebe ve denetim meslekleri için neyi ifade etmektedir?
Bağımsız denetim kuruluşu, geleceğe dönük finansal projeksiyon ve tahminler içeren konkordato ön projesini ve karşılaştırma tablosunu Güvence Denetimi Standardı 3000 ve 3400’e göre hata ve hile kaynaklı önemli yanlışlık içerip içermediği, projenin gerçekleşmesinin kuvettle muhtemel olup olmadığı inceleyecektir. Ayrıca bağımsız denetim kuruluşu, bilanço, gelir tablosu, nakit akım tablosu ve diğer tarihi finansal bilgileri ise bağımsız denetim standartlarına göre denetleyerek makul güvence içeren bağımsız denetim raporu sunabilecektir.
Konkordato yapan şirketlerin borç ve alacakları, varlık ve kaynakları arasındaki dengenin bozulmuş olması nedeniyle bir takım olumsuz hareketlere giriştikleri de gözükmektedir. Alacaklarını ve varlıklarını yüksek göstermek, borçlarını ise düşük göstermek, mali tablolara kasten doğru bilgileri yansıtmamak gibi hatalı yollara giriştikleri görülebilmektedir. Bir kere bu olumsuz davranışların tespiti halinde borçlunun iyi niyetli olmadığı kabul edilecektir. Konkordato komiserinin gözetiminde yürüyen süreçte, bu tip davranışların ortaya çıkartılması ihtimali de çok yüksektir.
Aktif değerleri yüksek göstermeye çalışmanın temel nedeni borçların ödenmesinde işletme aktifinin sahip olduğu önemdir. Çünkü borçlunun bilançosunun aktif bölümü, taşınır veya taşınmaz mallarını, paraya çevrilmesi mümkün olan hak ve alacaklarını göstermektedir. Bu varlıkların cari değerlerinin borçlunun borçlarını ödemekte çok düşük veya yetersiz kalması durumunda, şirket ortaklarının sermaye arttırımı, kredi temini gibi yolların yanı sıra kendi şahsi mal varlıklarını projeye ekleme imkanları da bulunmaktadır. Hatta şirket ortağının sahibi olduğu şahsi gayrimenkullerinden bir veya bir kaçını konkordato projesine ilave değer olarak vermesi genellikle mahkemeler nezdinde de olumlu bir davranış olarak değerlendirilmektedir.
Konkordato sürecinin başarılı olması, iflastan önceki son durak olarak değerlendirilebilecek bu sürece dahil olan firmanın borç ödeyebilme kapasitesi ile de yakından ilgilidir. Bağımsız denetim raporu olsa bile firma, konkordato sürecinde borçlarını ciddi bir oranda ödeyememişse veya borçları artmışsa, yapılan konkordato başarılı olarak kabul edilemez. Sadece kaçınılmaz son ertelenmiş olmaktadır. Bu durum konkordato talep eden firmanın yanında bir veya bir kaç şirketi daha götürmesine neden olmakta ve ekonomimize de zarar vermektedir.
3.ALTERNATİF MODEL ÖNERİSİ
Önereceğimiz alternatif model çok daha başarılı olabilir. Konkordato talep eden firmaya her 3 aylık dönemin sonunda borcunun en az %10 azalmış olması şartı getirilebilir. Yani firma başlangıçta 100 milyon TL borç ile konkordato talep etmişse her üç aylık dönemin sonunda borcunun en az 10 milyon TL azalmış olması şartı getirilebilir. Bu oranda bile ödemeye yapamayan firmanın konkordatodan çıkmasına karar verilebilir. Borcunu %10 oranında bile ödeyemeyecek derece de sıkıntı da bulunan bir firmaya verilecek sürenin onun mali yapısını kendiliğinden düzeltmesi de beklenmemelidir. Sadece süre kazanmak amacıyla konkordato talep edenlere izin verilmemesi gerekir. Aksi halde işini düzgün yapan dürüst iş adamı veya tüccar bir nevi cezalandırılmış olmaktadır.
Geçici mühlet kararları 3 ay için verilmekte ve mahkeme isterse bu süreyi iki ay uzatabilmektedir. Toplamda 5 aylık bir süre içerisinde bizim önerdiğimiz modelde firmanın alacaklılarına bir ödeme yapma zorunluluğu bulunmamaktadır. Bu 5 aylık süre bir toparlanma, mali açıdan yeniden yapılanma ve şirketin konkordato sürecinde önünü görebilmesi için bir dinlenme süresi olarak kabul edilebilir. Bu süre içerisinde konkordato komiserleri ve mahkeme şirketi tanımakta, mali yapısını analiz etmektedir.
Kesin mühlet kararı ise genellikle 1 yıllık süre için verilmekte ve mahkeme isterse bu süreyi altı ay uzatabilmektedir. Kesin mühletin başlamasıyla beraber borçlunun alacaklılarına artık bir ödeme yapması beklenmelidir. Bu süre içerisinde her üç aylık dönemde toplamda minimum % 10 ödeme yapamayan firmanın borcunu ödemesinin çok zor olduğu da kabul edilmelidir. Konkordatonun hasta şirketi iyileştirmesi mümkün olsa bile, beyin ölümü gerçekleşmiş bir şirketi ayakta tutmaya çalışması beyhude bir çaba olacaktır. Bizim önerdiğimiz model de konkordato, asli amacına uygun olarak borçlu şirketin yok olmadan borç ödeyebilmesi için kullanılacaktır. Yukarıda belirttiğimiz sürelerde alacaklılarına bir tl bile ödeyemeyen bir firmanın bu süreçten başarı ile çıkması zaten mümkün olmayacaktır.
SONUÇ