Yurt içi Asgari Kurumlar Vergisi AKV – 2025 Yılı İtibariyle Uygulanmaya Başlayacak

Yurt içi Asgari Kurumlar Vergisi
Yurt içi Asgari Kurumlar Vergisi
Bİ REKLAM ARASI :) MBT Teknoloji

 Yurt içi Asgari Kurumlar Vergisi (AKV) – Özet Bilgi

Muhasebe Bilenler Topluluğu’nun Kıymetli Takipçileri Merhabalar,

Kurumlar Vergisi ile ilgili alışılagelmiş hesaplamaların dışında hayatımıza iki yöntem ve uygulama daha girmiş bulunmakta. Bu yazımda sizlere bunu özetlemek ve farkındalık yaratmak istiyorum.

Bu kapsamda hayatımıza iki önemli uygulama girmiş bulunmakta

1- Küresel Asgari Kurumlar Vergisi (Pillar two) (Bunu ayrı bir makalede kaleme alacağım)

2- Yurt içi Asgari Kurumlar Vergisi (Bu makalemizin konusunu oluşturacak)

Öncelikle bu iki kavram nedir? Nereden çıktı buralara bi dokunmak isterim:
Günümüzde, Küreselleşen Dünya ve Ekonomi ülkelerin diğer ülkeler ile Ticari entegrasyonunu da beraberinde getirdiği kaçınılmaz bir gerçek olarak önümüzde durmaktadir.

Bununla beraber küresel ölçekte, çok uluslu şirketlerin düşük vergili ülkelerde amiyane tabiriyle kar kaydırma yöntemiyle vergi yükümlülüklerini azaltmaya çalışması, ülkelerin vergi rekabetini artırarak bazı ülkelerin kamu gelirlerinde ciddi kayıplara yol açtığından yola çıkarak (sonuçta her vergi için bir hikaye lazım değil mi 🙂 ) OECD öncülüğünde geliştirilen Küresel Asgari Kurumlar Vergisi (Pillar Two), büyük ölçekli şirketlerin en az %15 vergi ödemesini sağlayarak, en azından ülkelerin rekabeti ve OECD ülkelerinin vergi kaybını önlemeyi hedeflemektedir. (Bu bölümü ayrı bir makalede özetlemeye çalışacağım.)

Öte yandan, bu aşınmanın küresel ölçekte olmasının dışında Türkiye özelinde değerlendirildiğinde farklı mantıkları içinde barındırsa ve birçok eleştiri beraberinde gelecek olsa da 7524 sayılı kanunun 36. maddesiyle gelen ve kurumlar vergisi kanununa eklenen 32 ç maddesiyle birlikte kurumlar vergisi açısından hayatımıza giren diğer bir uygulama da Yurt içi Asgari Kurumlar Vergisi olmuştur.

Yurt içi Asgari Kurumlar Vergisi Genel mantık itibariyle, kendi vergi teşvik mekanizmalarının aşırı kullanımını belli bir ölçekte sınırlamak ve bu teşviklerin yaratacağı vergi kaybını nispeten belli bir seviyede tutmak, kamu gelirlerini güvence altına almayı hedeflemek amacıyla (doğrudur yanlıştır taraflarına girmeden altında yatan düşünceyi paylaşmış olayım 🙂 ) , Küresel Asgari Vergi düzenlemesinden bağımsız olarak Yerel Asgari Kurumlar Vergisi uygulaması hayata geçmiştir, böylece şirketlerin muhasebe karlılığına dayalı olarak belirli bir asgari kurumlar vergisi ödemelerini hedeflenmektedir. Bu kapsamda ilgili detayları özet halinde sizlere aşağıda sunmaya çalışacağım.

 Asgari Kurumlar Vergisi (AKV). şirketlerin muhasebe kârı ile vergiye tabi kârı arasındaki farkı dengelemek amacıyla getirilen bir vergi düzenlemesidir. Vergi istisna ve indirimlerinden aşırı faydalanan şirketlerin minimum bir vergi ödemesini sağlamak amacıyla uygulanmaktadır.

  • 2025 yılından itibaren geçici vergi dönemlerinde uygulanacaktır.
  • Özel hesap dönemine tabi mükellefler için 2025 yılında başlayan hesap döneminden itibaren geçerli.
  • Peki AKV den Kimler Etkilenecek?
  • Şunu net olarak söyleyebiliriz ki 🙂 Türkiye’de faaliyet gösteren tüm kurumlar vergisi mükellefleri
  • Vergisel teşvik. istisna ve indirimlerden yararlanan şirketlere sınır getirdiği aşikar,
  • Özellikle finans sektörü. ihracatçılar. teknoparklar ve AR-GE teşviklerinden faydalananlar daha çok etkilenecek gibi duruyor.
  • En büyük etkilerden biri ise Geçmiş yıl zararlarının AKV hesaplamasına dahil edilmemesinden kaynaklanacaktır. 
  • İlk defa faaliyete başlayan kurumlar hakkında faaliyete başlanılan hesap döneminden itibaren üç hesap dönemi boyunca bu madde hükümleri uygulanmaz. Yani bu şu demek oluyor 2028 yılında kurulan şirket için ilk AKV uygulaması 2031 yılında başlayacaktır.  2024 de başladıysa 2025 ve 2026 da uygulamayacak ve ilk uygulama 2027 yılında olacaktır. 

    Asgari Kurumlar Vergisi Oranı %10 olarak belirlenmiştir.
  • Hesaplama Mantığı

– Şirketin muhasebe karı belirlenir. (Küresel Asgari Kurumlar Vergisi – Pillar two ıfrs  üzerinden, Yerel Asgari Kurumlar Vergisi ise Tekdüzen hesap planı ve genel kabul görmüş muhasebe ilkeleri sonucunda ortaya çıkan veriler üzerinden ilerler)
– Tebliğdeki eklenecek ve çıkarılacak tutarlar takip edilerek Asgari Kurumlar Vergisi Matrahına ulaşılır ve yüzde onu Asgari kurumlar vergisi olarak hesaplanır.

Detaylara bakmak isterseniz 28 Eylül 2024 tarih 32676 sayılı resmi gazetede yayımlanan Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 1)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 23) Tebliğ aşağıdadır.
https://www.gib.gov.tr/sites/default/files/fileadmin/mevzuatek/kurumlarteblig23.pdf

– Şirketin normal kurumlar vergisi bu tutardan düşükse. fark kadar ek vergi alınır.

Çok karmaşaya girmeden gözünüzde canlanması için Örnek bir Hesaplama yapmış olayım

Açıklama ve detaylarTutar (TL)
Muhasebe Kârı (Şirketin tekdüzen hesap planına ve geleneksel yöntemler ile hazırlanmış olan finansal tablo kârı) 10.000
Vergiye Tabi Kar (İndirim ve teşvikler sonrası)3.000
Ödenmesi Gereken Normal Kurumlar Vergisi (%25) Geleneksel bugüne kadarki uyguladığımız yöntemlere göre 

Buraya kadar zaten bi değişiklik yok eski bildiğimiz yöntemler

750
Bu değişiklik ile hayatımıza yeni giren bölüm burası olacak.


Asgari Kurumlar Vergisi  (Muhasebe Kârından tebliğde bahsi geçen indirimler düştükten sonra çıkan rakam X %10 )

 

10.000 x 0,10 = 1.000

Asgari Kurumlar Vergisinin hayatımıza girmesi ile birlikte bu örnek özelinde ek olarak ödenecek olan vergi.250

Detaylara sonra gireriz ama genel mantığı çizmek için basit bir örnek olması açısından Asgari Kurumlar Vergisinden indirilen bir tutar göstermedim.

Tebliğde olan ve AKV den düşebileceğiniz kalemler olduğunu düşünelim bu tutardan düşüp matrahı bulup normal kv ile karşılaştıracağız ve hangisi yüksek ise onu ödeyeceğiz.

Hızlıca bu örneği biraz daha AKV çıkmayacak hale getirelim.
Örnekte eğer 5.000 TL Asgari Kurumlar Vergisi hesaplamasında indirilebilir bir indirimimiz olsa idi 10.000-5.000=5.000 Asgari Kurumlar Vergisi Matrahı olacaktı ve Asgari Kurumlar Vergisi buna göre 5.000X%10=500 olacaktı ve karşılaştırmaya gidecektik.
750TL 500TL den büyük olduğu için normal kurumlar vergisinden cıkan tutar olan 750 TL yi ödeyeceğimizden dolayı AKV den dolayı ek bir vergi çıkmamış olacaktı.
Genel mantık budur dostlar.

Diğer bir anlatımla :

  • Eğer normal kurumlar verginiz ≥ asgari vergi ise → ek vergi çıkmaz.
  • Eğer normal kurumlar verginiz < asgari vergi ise → eksik kalan tutar kadar ek vergi uygulanır.

AKV’nin Etkileri

  • Vergi teşvikleri ve istisnaların etkisini sınırlandırır.
  • Şirketlerin vergi yükünü artırabilir.
  • Bütçe gelirlerini artırarak vergi tabanını genişletir.
  • Geçmiş yıl zararlarının AKV hesaplamasına dahil edilmemesinden dolayı ek vergiler kaçınılmaz olacaktır. (Buraya ayrı bir ışık tutmuş olayım. 1.000 TL vergiye tabi karınız çıktı diyelim, eskiden 1.000TL Geçmiş yıl zararlarını düşüyorduk ve kurumlar vergisi ödemiyorduk. Şimdi en basit haliyle diğer değişkenleri kenara bırakarak söyleyeyim, Geçmiş yıl zararları AKV hesaplamasında indirim konusu yapılmadığı için 100TL vergi ödenecek. Bu cümle tam olarak karşılığı olur mu yorumlar lütfen yazın ama böyle bir firma iseniz amiyane tabiri ile geçmiş yıl zararlarının %10unu vergi olarak ödemenizin de böylece yolu açılmış oldu diyebilir miyiz? Yorumlara bekliyorum.)  Buradaki en büyük tartışma konusu kanun ile mükellefe verilen bir hakkın tebliğ ile alınmış olması gibi göründüğü için eleştiri unsuru oluşturabilir bir durumdur. Bu bölüm için geçmiş tecrübelerime istinaden olası senaryolar şunlar olabilir: Kanun ile verilen hak tebliğ ile alınamaz diye davalar açılabilir, dava sonrasında ya da öncesinde kanunun içerisinde yer verilerek tartışma tamamen kapatılabilir. Yaşayarak göreceğiz. Sonuçta şuan çok sıcak ve taze bir konu 🙂

Özetle : 
Türkiye’deki Yerel Asgari Kurumlar Vergisi %10 olarak uygulanacaktır ve 2025 kazançlarından itibaren geçici dönemleri itibariyle geçerli olacaktır.
Özellikle teşvik ve istisna kullanan büyük şirketleri ve son 5 yıl içerisinde geçmiş yıl zararları olan firmaları net şekilde etkileyecek bir uygulama olarak önümüzde durmaktadır. 

Güzel bir haber ile kapatayım 🙂 Zarar eden firma halen Kurumlar Vergisi ödemiyor 🙂 

Soru ve sorunlarınızı Muhasebe Bilenler Topluluğu grubumuza yazabilir ya da benimle aşağıdaki kanallar üzerinden iletişime geçebilirsiniz.
Serkan ATASOY – Linkedin
https://x.com/Serkan__Atasoy
Serkan ATASOY Facebook

Saygılarımla

Mali Müşavir Serkan ATASOY

Bİ REKLAM ARASI :) MBT Teknoloji
Paylaş
Önceki İçerik2024/2. DÖNEM ENFLASYON DÜZELTMESİ ORANLARI
Sonraki İçerik2025 ve 2026 Yılı Sonrasındaki Fatura Düzenleme Sınırı Hakkında
Serkan ATASOY Kimdir: 1981 Ardahan Doğumlu olan Kurucu Yöneticimiz Mali Müşavir Sn. Serkan ATASOY (Çok soran oluyor diye yazalım soyadı değişikliğine gitti yani birçoğunuzun yakından tanıdığı Nam-ı diğer Serkan TAVŞAN) Grubumuzun Kurucu Yöneticisidir. 14.09.2007 de hayal ettiği mesleğin önemli bir eksiği olarak gördüğü, yardımlaşma, birlikte mücadele, meslektaşı ayrışmadan uzak tutup, paydayı sadece meslek ve meslektaş alacak bir anlayış ile meslektaşın bir arada kalmaktan mutlu olabileceği, aslında herkesin çalışma ortamlarında dertlendiği konularda yalnız olmadıklarını görebileceği, Anadolu tabiriyle damdan düşenin halinden damdan düşen anlar diye düşünerek mesleki yardımlaşmayı artırmayı hedeflediği hikaye bugün bu ortalama 150-200.000 civarı meslektaşa (Site, Facebook Grup, Sayfalar, İnstagram, Twitter, Linkedin, Youtube derken ) dokunanan bir oluşum haline gelmiştir. 2008 Yılından beri Mali Müşavirlik yapmakta olan Sn. ATASOY Yüksek Lisans Mezunu olup, Sırası ile Muhasebe Bürosu sonrası farklı sektörlerdeki Kobi ve Büyük Ölçekli firmalarda yöneticilik yapmış ve çok uzun yıllardır Uluslararası firmalar ile çalışmaktadır. Mesleki Mücadelesinde felsefesini sorduğumuzda ise şöyle açıklamaktadır: Bizler Mesleğimizi icra ederken müşterilerimizin işlerini canhıraş şekilde yapıyor belki de kendimizden tavizler veriyor ve genelde maalesef ki günü kurtarmaya çalışıyoruz. Aslında müşterilerimizin işleri dışında biraz da icra ettiğimiz mesleğimizin mücadelesinin içinde olup emek sarf edebilirsek ve bunu hep birlikte yapabilirsek o zaman önümüzde hiçbir güç duramayacaktır. Unutulmamalıdır ki eğer bu meslek olmaz ise biz bu müşterileri bulamaz ve bu paraları kazanamayız evet müşterilerimize gereken hizmeti mesleki etik kurallar ve gerektiği kadar vereceğiz ama sadece bunu yapar çekilir ve mesleki mücadeleden uzak durur isek zaman içerisinde yapacağımız bir meslek de kalmayacaktır. Düşüncesinin devamında her geçen gün büyüyen bir grup ile güçlü meslek ve güçlü meslektaş hayaline her geçen gün daha da yakınlaştığını düşünüyor ve daha güzel günler için tüm meslektaşları büyük küçük demeden mücadeleye davet ediyor. https://www.twitter.com/serkan__atasoy https://www.facebook.com/serkantavsan https://www.instagram.com/serkan__atasoy