
BOŞANDIĞI EŞİ İLE FİİLEN BİRLİKTE YAŞAYAN EŞ VE ÇOCUKLARIN ALMIŞ OLDUKLARI GELİR VE AYLIKLARI KESİLİR.
Muhasebe Bilenler Topluluğunun Değerli üyeleri,
Çalışma yaşamımızda en büyük hayalimiz emekli olmak ve yaşlılıkta kendimizi güvence altına almaktır. Bu bazen gerçekleşir bazen de çeşitli nedenlerden dolayı gerçekleşmez. Bu durumda olan sigortalılar veya kendi sosyal güvencesi olmayanlar, eşinin veya annesinin,babasının sosyal güvencesine sığınmakta Anne-baba veya eş öldüğü zamanda bunların ölüm aylığından yararlanabilmek için, Gerekli şartları taşımadıkları halde kanun dışına çıkarak ve çeşitli çözümler üreterek dul eş veya yetim maaşı alabilmek için bu yollara başvurmaktadırlar. Hem emekli olabilmek için hemde dul veya yetim aylığı alabilmek için başvurulan yollardan bazıları şunlardır.
1) Özellikle 4/a dan emekli olabilmek için son 1261 gününü tamamlamak amacıyla Kendilerini Paravan firmalarda çalışıyormuş gibi göstermektedirler.
2) Tarım sektöründe hiç çalışmadıkları halde İsteğe bağlı Ek/5 tarım sigortalı olarak ödeme talebinde bulunmaktadırlar.
Bunların dışında ise Dul ve yetim aylığı alabilmek için gündeme gelen olaylar bizleri hayrete düşürmektedir. Sadece gündeme gelen olaylardan,
-Kocasını öldüren kadının, Öldürdüğü kocasının emekli maaşını alabilmek için Mahkemeye başvurması,
-İmam nikahlı kadının kayınpederi ile evlendirilmesi ve üst Mahkemenin de bu kararı onaması.
-Dul veya yetim aylığı alabilmesi için eşi ile anlaşmalı boşanan kadının bu haklardan yararlanması.
Yukarıda anlattığımız olaylar kişinin Sosyal güvence yetersizliği ve geleceğe güvensiz bakışından kaynaklansa da tamamen yasadışı olan bu tür olaylar karşısında Sosyal Güvenlik kurumu gerekli inceleme ve denetimlerini yaparak bu kişileri tespit etmekte ve gerekli yaptırımları uygulayarak ödediğimiz vergilerin yasal olmayan yollarla harcanmasını önlemektedir.
Bugünkü konumuz Dul ve yetim aylığı alabilmek için anlaşmalı boşanan kadınlarla igilidir. Öncelikle bu konunun yasal hükümlerini incelersek,
5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası kanunun 32. maddesi Ölüm sigortasından sağlanan hakları belirtilmiş bu haklar,
a) Ölüm aylığı bağlanması,
b) Ölüm toptan ödeme yapılması,
c) Aylık almakta olan kız çocuklarına evlenme ödeneği verilmesi,
d) Cenaze ödeneği verilmesi olarak belirtmiştir.
Aynı yasanın 34. Maddesi ise Ölüm aylığının hak sahiplerine paylaştırılması hükmü gereğince a) fıkrasında Dul eşine %50si,
aylık bağlanmış çocuğu bulunmayan dul eşine ise bu kanunun 5. maddesinin birinci fıkrasının (a),(b) ve (e)bentleri hariç bu kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatın kapsamında çalışmaması veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olması halinde%75’i,
(b) fıkrasının 3. fıkrasına göre Yaşları ne olursa olsun EVLİ OLMAYAN, EVLİ OLMAKLA BERABER SONRADAN BOŞANAN VEYA DUL KALAN KIZLARIN herbirine %25’i c) fıkrasında ise (b) bendinde belirtilen çocuklardan sigortalının ölümü ile anasız ve babasız kalan veya sonradan bu duruma düşenlerle ana ve babaları arasında evlilik bağı bulunmayan veya sigortalının ölümü tarihinde evlilik bağı bulunmakla beraber ana ve babalrı sonradan evlenenler ile kendisinden başka aylık alan hak sahibi bulunmayanların her birine %50’i bağlanacağı belirtilmiştir. Bu durumda EVLİ OLMAMAK ŞARTININ bu aylıklarda aranan temel şart olduğu açıktır. Bu nedenle evli olan bir kız çocuğunun yetim aylığı alması da mümkün bulunmamaktadır. Konumuzun esas temeli de buradan kaynaklanmaktadır. Evlenmiş bir kız çocuğu yetim aylığı alamayacağından kocasından anlaşmalı boşanarak ve yetim aylığı talebinde bulunarak yetim aylığı almaya devam etmektedir. Bu durumda bu tür aylık almakta olanların en yakınları olan Annesi veya diğer yakınları, komşuları tarafından bunlar ilgili kuruma ihbar edilerek aldıkları ayılıkların iptali istenilmektedir. Kurum ise bu konuda titiz bir araştırma yaparak bu durumda olanları 5510 Sayılı Kanunun 56. maddesinin (b) fıkrasının son bendine göre ”Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96. madde hükmüne göre geri alınır. Hükmünden almış oldukları aylıkları kesip geri alma yoluna gitmektedirler. Dikkat edilirse 56. Madde de ANLAŞMALI BOŞANMA sözcüğü geçmemektedir. Çünkü anlaşmalı boşanma yasa dışı bir hüküm değildir. Türk Medeni kanunu 166/3 Maddesi aşağıda da belirtildiği gibi,
ANLAŞMALI BOŞANMA NEDİR?
Türk Medeni Kanunu’nun 166/3 fıkrasında düzenlenmiştir:
Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur. Bu hâlde tarafların ikrarlarının hâkimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz.”
Türk Medeni Kanunu’nun 184’üncü maddesinde, hakimin tarafların ikrarlarıyla bağlı olmadığı belirtilmiş ve Hakim, boşanma veya ayrılık davasının dayandığı olguların varlığına vicdanen kanaat getirmedikçe, bunları ispatlanmış sayamaz” denilmiştir. 166’ıncı maddenin üçüncü fıkrası ise bu istisnanın bir istisnasıdır. Hakim, eğer diğer şartlar yerine getirilmişse, davalının “evlilik birliğinin sarsıldığı”nı kabulüyle bağlıdır.
Bu genel açıklamalardan sonra anlaşmalı boşanmanın şartlarına gelirsek:
1-Evlilik en az bir yıl sürmüş olmalıdır.
2-Eşlerden birinin başvurması ya da bir eşin diğerinin açtığı davayı kabul etmesi gerekir.
3- Boşanacak tarafların Mahkemede bulunması gerekmektedir.
Yukarıda da belirttiğim gibi Kurum Anlaşmalı boşanma yerine ”Boşandığı eşiyle fiiilen birlikte yaşamak” sözcüğünü kulanmaktadır. Şayet Anlaşmalı boşanma sözcüğünü kullansa idi bu olayaın dava konusu edilmesi halinde Mahkeme bu durumu yasal kabul edebileceği açıktır.
96 Madde gereği de fazla ve yersiz ödenen bu ödemelerin yapıldığı tarihten itibaren hesaplanacak kanuni faizi ile birlikte geri alınacağı açıktır.
Kurum bu konuda tamamen haklıdır. Bu tür işlemler yapanlar ise haksız ve yersiz almış oldukları ödemeleri hem kanuni faizleri ile birlikte geri ödemek zorunda kaldıklarından hem de boşanma süresince eşi (4/a) sigortalı olarak çalışmakta olan ve boşandıkları için sigortalının eşi’ne tanınan bazı sosyal haklardan (özellikle bu sosyal haklar 4/c sigortalılarda daha fazladır.) yararlanamayacakları için zararları daha büyük olmaktadır.
Saygılarımla
Mustafa Günşen
Emekli Maliyeci