
YABANCI KURUM KAZANCININ KONTROLU
Muhasebe Bilenler Topluluğu’nun Değerli üyeleri;
Kurumlar Vergisi kanunun 7. maddesi kontrol edilen yabancı kurum kazancını açıklamış bu madde kendisinden sonra gelen 13. maddedeki transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazancı dağıtımı ve 19/b de yer alan kısmi bölünmelerdeki maddeleri de koruma altına aldığını düşünüyorum.
7.Maddeyi açıklarsak, (1) Tam mükellef gerçek kişi ve kurumların doğrudan veya dolaylı olarak ayrı ayrı ya da birlikte sermayesinin, kâr payının veya oy kullanma hakkının en az % 50’sine sahip olmak suretiyle kontrol ettikleri yurt dışı iştiraklerinin kurum kazançları, dağıtılsın veya dağıtılmasın aşağıdaki şartların birlikte gerçekleşmesi halinde, Türkiye’de kurumlar vergisine tâbidir:
a) İştirakin toplam gayrisafî hasılatının % 25 veya fazlasının faaliyet ile orantılı sermaye, organizasyon ve eleman istihdamı suretiyle yürütülen ticarî, ziraî veya serbest meslek faaliyeti dışındaki faiz, kâr payı, kira, lisans ücreti, menkul kıymet satış geliri gibi pasif nitelikli gelirlerden oluşması.
b) Yurt dışındaki iştirakin ticarî bilânço kârı üzerinden %10’dan az oranda gelir ve kurumlar vergisi benzeri toplam vergi yükü taşıması.
c) Yurt dışında kurulu iştirakin ilgili yıldaki toplam gayrisafî hasılatının 100.000 YTL karşılığı yabancı parayı geçmesi,
(1) Birinci fıkrada yer alan toplam vergi yükü, Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendindeki tanıma göre tespit edilir.
(2) Kontrol oranı olarak, ilgili hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte sahip olunan en yüksek oran dikkate alınır.
(3) Birinci fıkradaki şartların gerçekleşmesi durumunda yurt dışında kurulu iştirakin elde etmiş olduğu kâr, yurt dışı iştirakin hesap döneminin kapandığı ayı içeren hesap dönemi itibarıyla tam mükellef kurumların, kurumlar vergisi matrahına hisseleri oranında dahil edilir.
(4) Bu maddeye göre Türkiye’de vergilenmiş kazancın yurt dışındaki kurum tarafından sonradan dağıtılması durumunda, elde edilen kâr paylarının vergilenmemiş kısmı kurumlar vergisine tâbi tutulur denilmektedir.
Aynı zamanda Kurumlar vergisi kanunun 19. maddesinin 3/b fıkrasındaki kısmi bölünme konusunu içeren Tam mükellef bir sermaye şirketinin veya sermaye şirketi niteliğindeki bir yabancı kurumun Türkiye’deki iş yeri veya daimî temsilcisinin bilânçosunda yer alan taşınmazlar ile en az iki tam yıl süreyle elde tutulan iştirak hisseleri ya da sahip oldukları üretim veya hizmet işletmelerinin bir veya birkaçını kayıtlı değerleri üzerinden aynî sermaye olarak mevcut veya yeni kurulacak tam mükellef bir sermaye şirketine devretmesi, bu Kanunun uygulanmasında kısmî bölünme olarak kabul etse de aktif ve pasif kalemlerin tümünün devredilmesi zorunlu kıldığından 7. maddenin 3. fıkrasındaki Kontrol oranı olarak, ilgili hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte sahip olunan en yüksek oran dikkate alınır demekle 19. maddenin 4. maddede ki kısmi bölünme sonucu çıkartılan aktif ve pasif düzenleyici hesapların birlikte devrolacağı hükmü ile maddeler arasında geçişlerin ve 3. seri nolu sirkülerde belirtilen hükümlerin ülkemiz açısından yararlı hükümler olduğunu düşünüyorum.
Saygılarımla
Emekli Maliyeci
Mustafa Günşen