Vergi ve Sosyal Sigortalar Kurumunun Takipli Alacaklarına Karşılık Reddi Miras Talebinde Bulunulması Halinde Yapılacak İşlemler
Değerli okurlar,
Bildiğiniz gibi Devlete ait vergi,resim,harç,ceza tahkik ve takiplerine ait Muhakeme masrafı, vergi cezası,para cezası g.zammı,faiz ve feri’leri gibi Amme alacaklarının takibi ve yine 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası kanununun 88. Maddesine göre kurum alacakları da yine 6183 Sayılı kanun gereği takip ve tahsil edileceği ancak; vergi alacaklarından farklı olarak 6183 Sayılı Kanunun 51. Maddesindeki gecikme zammı oranlarının, 102. Maddesindeki tahsil zaman aşımı süresinin ve 106. Maddesindeki tahsil imkansızlığı nedeniyle terkin hükümlerinden Sgk. Alacaklarında uygulanmayacağı ve diğer tüm maddelerin kurum alacaklarının takip ve tahsilinde uygulanacağı belirtilmiştir.
Mükelleflerin kanuni ödevleri ve sorumlulukları Vergi Usul Kanununda ve diğer vergi kanunlarında belirtilmiştir.Konumuz mükellefin vefatı halinde mirası redetmemiş kanuni mirasçılarına düşen görev ve sorumluluklar hem Gelir vergisi, hem Vergi Usul Kanunu, katma değer vergisi ve hem de Veraset ve İntikal vergisi bakımından İstanbul VD.Başkanlığının 08/0/2011 tarih ve 1220 Sayılı özelgelerinde detaylı bir şekilde anlatılmıştır. Bu nedenle Yazımızın konusu mirası redetmemiş kanuni mirasçılar değil mirası redetmiş kanuni mirasçılardır. Yani reddi miras yapan mirasçılardır.
Peki reddi Miras nedir?
Miras bırakanın vefatı üzerine yasal veya atanmış mirasçıların
ölenin her türlü borç ve alacaklarıyla birlikte oluşan mirasın hak ve yükümlülüklerini reddetmesi olarak tanımlanmaktadır. Takipli bir alacağın kesinleşmesi ancak Amme alacağını vadesinde ödemeyenlere düzenlenen ve borcun asıl ve ferilerinin mahiyet ve
miktarlarını ve diğer bilgilerinde yer aldığı 6183 sayılı Kanunun 55. Maddesi uyarınca düzenlenen bir ödeme emrinin amme borçlusuna tebliği ve tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde söz konusu borcun ödenmesi, Mal bildiriminde bulunulması ve bu süre içerisinde
borcun ödenmemesi halinde cebren tahsil yoluna gidileceği belirtilir: Bu süre içerisinde kamu borçlusu da adına düzenlenen ödeme emrine karşı dava açma hakkını kullanmaz veya bu süre içerisinde ödeme yapmaz ise ödevli hakkında cebren tahsil yolu açılmış
olmaktadır. Zaten 6183 Sayılı kanunun 7. Maddesinde Borçlunun ölümü halinde mirası reddetmemiş mirasçılar hakkında da bu kanun hükümlerinin tatbik edileceği belirtilmiştir.
Ayrıca 6183 sayılı kanun çerçevesinde takip ve tahsili yapılan bir kamu alacağında borçlunun ölümü halinde aynı kanunun 50. Maddesine göre Borçlunun ölümü halinde terekenin (ölen kimseden kalan her şeye tereke denir) borçlarından dolayı ölüm günü ile beraber üç gün için takibin geri bırakılacağı üç günün bitiminde terekenin borçları için takibe devam olunacağı ve Mirasçılar, mirası red veya kabul etmemişlerse bu hususta Medeni kanundaki muayyen müddetler geçinceye kadar takibin geri bırakılacağı belirtilmiştir. Burada geçen Medeni kanundaki muayyen süreler ne kadardır?
Medeni kanunun 605 nci maddesinde yasal ve atanmış mirasçıların mirası rededebileceği, Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, mirasın red edilmiş sayılacağı 606. Ncı maddesinde de mirasın üç ay içinde redolunabileceği ve bu üç aylık sürenin yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra ispat edilmedikçe mirasbırakanın ölümünü öğrendikleri; vasiyetname ile atanmış mirasçılar için mirasbırakanın tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten işlemeye
başlayacağını belirtmiştir.
Mirasçılar arasında bu süre içerisinde reddi miras talebinde bulunmadan ölen bir mirasçının ret hakkı da kendi mirasçılarına geçmektedir. Mirasın reddi Sulh Mahkemesine mirasçılar tarafından sözlü veya yazılı olarak yapılır. 611. Maddesinde ise yasal süre içerisinde mirası redetmeyen mirasçının kayıtsız şartsız mirası kazanmış sayılacağı açıktır.
Bu yasal hakkını kullanmayan mirasçılar hakkında da miras hissesi oranında kamu alacağının kendisinden tahsil yoluna gidileceği bellidir. Burada dikkat edilmesi gereken konulardan biri de en yakın yasal mirasçılarının tamamı tarafından mirasın rededilmesi halinde mirasın Sulh Hukuk Mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edileceği ve tasfiye sonunda arta kalan değerler, mirası redetmemiş gibi hak sahiplerine verilir denilmektedir. Ayrıca alt soyun tamamının mirası redetmesi halinde de bunların payı sağ kalan eş’e geçmektedir.
Yukarıda reddi miras nedir, nasıl açılır ve sonuçlarını açıkladıktan sonra konumuza geri dönersek yani takipli alacaklarda mirasın rededilmesi halinde neler yapılacağını açıklamak gerekirse hem 6183 sayılı kanunun 7. Maddesinde sadece mirasın rededilmemesi halinde mirasçılar hakkında 6183 sayılı kanunun hükümlerinin tatbik edileceği, Terekenin bir Mahkeme veya İflas idaresi tarafından tasfiyesini gerektiren hallerde yani Türk Medeni kanununun 612. Maddesinde belirtildiği gibi yasal mirasçıların tümü tarafından mirasın reddi halinde Sulh Hukuk Mahkemesince iflasa tabi tutulacağından 6183 sayılı kanunun 7. Maddesinin uygulanmayacağı vefat edenin taşınır veya taşınmazlarına haczin tatbik edilerek
cebren tahsil yoluna gidilmeden, Amme alacağının da tereke defterine kaydedilmek üzere ilgili Sulh Hukuk Mahkemesine bildirilmesi gerekmekte ve Amme alacaklarının İflas sıra cetveline işlenip işlenmediğini ve sonucunu takip etmek gerekmektedir. Tabiki tüm bunlar vefat eden mükellefin mal varlığına rastlanılması halinde yapılmaktadır. Şayet vefat edenin yapılan araştırmalar sonucu herhangi bir mal varlığına rastlanılmaması halinde bunu bir tutanakla belirleyip zamanaşımı süresi içerisinde mali durum araştırması yapılarak takip edilmesi yoluna gidilmelidir.
https://tr-tr.facebook.com/muhasebebilenlertoplulugu
Saygılarımla,
Mustafa Günşen