ŞÜPHELİ ALACAKLAR VE KARŞILIK AYIRMA İŞLEMLERİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR
Ekonomide yaşanan daralma veya benzeri nedenlerle yaşanan ödeme güçlüğü sebebiyle firmaların alacaklarını tahsil edememeleri, çeklerin karşılıksız çıkması ya da senetlerin protesto edilmesi gibi sıkıntılar karşımıza çok sık çıkmaktadır.
Bu gibi yaşanan tahsilat sıkıntılarında firmalar iki yönden olumsuzluk yaşarlar.
- En basit şekliyle satışı yapılan malın maliyetinin firma için zarar oluşturması,
- Diğeri ise elde edilmeyen ancak vergi kanunlarına göre tahakkuk eden bu gelirler için vergi ödenmesidir.
Vergi Kanunlarında tahakkuk esasına dayalı bu durumlar için bazı düzenlemeler yapılmıştır. Bunlardan birisi de Şüpheli Alacaklar için karşılık ayırmak sureti ile zarar yazılması hususudur.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’ nun 323. maddesi Ticari ve Zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla dava ve icra safhasındaki alacaklarının şüpheli alacak sayılacağını hükme bağlamıştır. Şüpheli hale gelmiş alacaklar için değerleme gününün tasarruf değeri ile pasifte karşılık ayrılır. Ayrılan karşılığın hangi şüpheli alacaklarla ilgili olduğu da karşılık hesabında gösterilmelidir. Kanun maddesi şüpheli alacağa karşılık ayırma işlemini mükellefin ihtiyarına bırakmıştır. Mükellefler beyan dönemlerini zararla kapatsalar dahi bu husus şüpheli alacaklısına karşılık ayırmalarına mani değildir.
Bir alacağın şüpheli hale gelmesi ile bu alacak için karşılık ayrılarak zarar yazılması hususu farklı durumlardır. Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre tahsil edilemeyen bu alacakların zarar yazılması bazı şartlara bağlanmıştır.
İşletme hesabı esasına göre defter tutan ticari ve zirai kazanç sahipleri ile serbest meslek erbabının ticari, zirai ve serbest meslek faaliyetinden doğan ve şüpheli alacak durumuna düşmüş dava ve icra safhalarındaki alacakları için şüpheli alacak karşılığı ayırmaları ya da doğrudan gider yazmaları mümkün değildir.
Şüpheli alacaklar için Karşılık Ayrılması Yalnız Bilanço Esasında Defter Tutan Mükellefler İçin Geçerlidir. İşletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler bu alacaklarını zarar yazamazlar. İşletme hesabı esasına göre defter tutan mükelleflerin bu madde hükmüne giren değersiz alacakları, gider kaydedilmek suretiyle yok edilirler”
ŞÜPHELİ ALACAK KARŞILIĞI AYRILABİLMESİ VE KOŞULLARI
- Şüpheli Alacak Ticari ve Zirai Faaliyet Kapsamında Yapılan Mal Teslimi veya Hizmet İfasından Kaynaklanmalıdır,
- Karşılık Ayrılacak Alacağın Ödeme Vadesi Geçmiş Olmalıdır,
- Alacak, Dava veya İcra Safhasında Bulunmalı ya da Yapılan Protestoya veya Yazı ile bir Defadan Fazla İstenmesine Rağmen Ödenmemiş Bulunan Dava ve İcra Takibine Değmeyecek Kadar Küçük Alacaklar Olmalıdır,
- Alacak Teminata Bağlı Olmamalıdır,
ŞÜPHELİ ALACAK KARŞILIĞI AYRILAMAYACAK ALACAKLAR;
- Karşılık Ayrılan Alacak Kamu Kurum ve Kuruluşlarından Olan Alacaklar,
- Ticari ve Zirai Faaliyet Dışı Alacaklar,
Dava ve icra safhasında bulunan alacaklar şüpheli alacak olarak kabul edilir. Alacağın şüpheli sayılması için dava veya icra safhasına intikal etmesi temel şart olup, dava için sadece şekli bir müracaatın yapılması alacağın şüpheli sayılması için yeterli değildir. Dava veya takibin, müracaattan sonra sürdürülmesi ve izlenmesi gerekir. Danıştay kararlarına göre icra takibine geçilmiş borçlular hakkında ödeme emri gönderilmiş olmasına rağmen haciz işlemi yapılmamış alacaklar şüpheli alacaklar vasfını kaybeder.
**Karşılık ayrılmasına karar verilen alacağın ticari kazancın elde edilmesi ya da idame ettirilmesi ile ilgili olması gerekmektedir. Yani alacak, ticari bir kazançtan kaynaklanmalıdır.
**Karşılık ayrılmasına karar verilen alacak muhasebe kayıtlarında mevcut olmalı ve bu alacağın daha önce hasılat hesaplarına intikal ettirilmiş bulunması gerekmektedir.
**Alacak zamanında tahsil edilememiş olmalıdır. Tahsil edilememiş bu alacağın dava veya icra safhasında olması, ya da tutarının dava veya icra takibine değmeyecek kadar az olması gerekmektedir. Dava veya icra takibine değmeyecek tutarın miktarı konusunda mevzuatta bir açıklama bulunmadığından, bu tutarın muvazaa yaratmayacak şekilde işletmece belirlenebilir.
**Karşılık, alacağın şüpheli hale geldiği dönemde ayrılmalıdır. Şüpheli hale geldiği dönemde karşılık ayrılmayan alacaklar için takip eden dönemlerde karşılık ayrılması mümkün değildir. Karşılık ayırmak sureti ile zarar yazmak ihtiyari bir uygulama olduğundan, döneminde bu hakkın kullanılmaması halinde diğer dönemlerde bu haktan yararlanılamaz.
**Diğer bir husus ise alacağın bir teminata bağlanmamış olması gereğidir. Teminata bağlanmış bir alacağın ilk başta tahsilinin imkansızlığından bahsedilemeyeceğinden teminatlı alacaklar için şüpheli alacaklar karşılığı ayrılması mümkün değildir. Bir kısmı teminata bağlı olan alacaklarda, karşılık teminattan arta kalan kısım için ayrılabilir.
Saygılarımla,
S.M Mali Müşavir
Sibel KAROĞLU